Salisbury ve Stonehenge
- londonermom
- Aug 27, 2017
- 1 min read
Dünya gerçekten küçükmüş, 15 yıl önce bankacılığa daha tazecik başladığımız MT eğitimi günlerinden tanıdığım arkadaşımın da Londra da hatta bizim taşındığımız Richmond' da yaşadığını öğrenince önce şok oldum sonra da keyfini çıkarmaya başladım. Ilk teklif ondan geldi; ‘biz hafta sonu Salisbury’e gidiyoruz bir de Stonehenge’e, hadi siz de gelin, evde oturmayın’ Ben direk ‘tamam’ dedim sanki gitmeyi planladığımız yerler hakkında en ufacık bir fikrim varmış gibi.
Öğrendim ki Salisbury, Londra merkezden trenle 1 saat 20 dakikada gidebileceğiniz şirin bir yer. Burayı en özel yapan şey ise Magna Carta yani 1215 yılında imzalanan ve kralın kendi yetkilerini sınırlayıp halka hak ve özgürlük tanıyan anayasal düzenin yapı taşı olan Ingiliz belgesi ve imzalandığı yer, Salisbury Katedrali. Orijinalinin kaybolduğu ve 4 adet kopyasının bulunduğu belirtilen belgenin orijinal kopyasını burada görebilir ve adamlar bunu bilgisayarsız, daktilosuz nasıl yazmışlar inci gibi diyebilirsiniz.. Katedralin ardından ister Salisbury Müzesini gezin isterseniz bizim yaptığımız gibi keyifli sokaklarında bir seyler atıştırıp Stonehenge’e doğru yola çıkın.
Salisbury’ den yarım saat mesafede bulunan taş anıtların bulunduğu alan tam bir turist cenneti. MÖ 3000 yıllarına dayanan bir geçmişi olduğu düşünülen taşların yapılış amacı astronomi, astroloji, geometri ve meteoroloji ile ilişkilendirilmekte. Valla ben neyi neyle ilişkilendireceğimi saşırdım. Garip dizilimli taşlar, dünyanın her tarafından onları görmeye gelmiş insanlar ve alabildiğine yeşil bir düzlük. İtiraf etmeliyim, değişik bir tecrübe ve farklı bir geziydi.
Her zaman derim; ‘gezmek güzel şey, keyifli şey, hele bir de sevdiklerin yanında ve hepinizin sağlıgı yerindeyse… senden iyisi yok bu dünyada!’
Comments