Yürümek alabildiğince yürümek

Dün pazar günüydü ve pazar miskinliğine yakışır bir program yaptık kendimize ve dedik ki ‘hadi bugünü programsız geçirelim’ bu kapsamda evimizin hemen önünden Thames Nehri kenarından Richmond’dan Kingston’a yürümeye başladık. Hiç bir amacımız olmadan sadece muhteşem manzaranın ve aşırı soğuk olmayan havanın tadını çıkartmaya çalıştık.

Bu arada Ege Paşa'nın yanımızda olması ve kendisinin keşife çıkıyorum diyerek aldığı dürbünu ve çantaları taşımak tabi ki bize kaldı. 10 dakikada bir acıktım ben diyerek bizi durdurması ve çantadan kaşifler mutlaka bir şeyler yemeli diyerek meyve, kuruyemiş yemeye çalışması görülmeye değerdi. Sonuçta o eğleniyordu ve biz de temiz havada yürümenin tadını çıkartmaya çalışıyorduk.

Sonucu söylüyorum size; 6 ay önce Londra’ya geldiğimizde 10 dakika yürümeyen Ege, dün tam 6 km yürüyerek yeni bir dünya rekoruna adını yazdırdı. Bu başarıyı sevgili cocama atfediyorum; o yürümek istemiyorum dediğinde yılmadan türlü oyunlarla onu ikna eden ve yürümesini sağlayan adamın rolü çoooook büyük.