Galler

Önce dersime çalıştım, Galler'de neler yapılır neler yapılmalı diye? Sonra çıkardığım plana göre 1 geceyi Kuzey Gallerde 2 geceyi de Cardiff'te geçirmeye karar verdik, gerçi bugünkü aklım olsa sanırım tam tersini yapardım. Çünkü Kuzey Galler çok daha etkileyici çok daha keyifli emin olabilirsiniz. Neyse ki planlamalarımın ardından çook sevdiğim 2 arkadaşımla da konuyu paylaşıp onlar da ailecek geliyoruz dediklerinde müthiş mutlu oldum ve acayip heyecanlandım.

İlk gün yola çıktık ve 4 saat sürmesini beklediğimiz Conwy kasabasına gidiş takribi 6 saat sürdü tabi ki arabada 2 çocuğun olması ve keyfimize göre takılıp durmalarımız da bunda çok etkili oldu. İçerisinde bir kalesi olan küçücük şirin bir deniz kıyısı kasabası olan Conwy de 6 saatlik yolculuğun üzerine öğle yemeğimizi deniz kenarında fish and chipsimiz eşliğinde yiyip kasabayı keşfettikten sonra arabamıza atlayıp Tu Hwnt i’r Bont adlı 3 kemerli taş köprünün olduğu yere gittik. İnsanların sadece resim çektirmek için bile uğradıkları çok farklı bir ambiyansı olan sevimli bir mekan burası. Hızlıca burayı da görüp sonrasında gece konaklayacağımız Llandudno adlı kasabaya doğru yöneldik. Burası Gallerin en uzun sahili olarak adlandırılmakta ve sahil boyunca uzanan renkli evleriyle meşhur. Burada çok hoş kafeler restoranlar mevcut, uzun uzun yürüyebilir kumda oyun oynayabilir yüreğiniz yerse havasına göre denize girebilirsiniz. Burada akşam yemeğimizi Yiamas adlı Yunan restoranında yedik yemekler fena olmasa da ortamın kütüphane sessizliğinde olması bizi çocuklarla bayağı zorladı. Gecemizi Clovelly adlı otelde geçirdik ve beklentimiz de çok çok yüksek olmadığından gayet de memnun ayrıldık. En azından otel sahibi bayanın biz hiç bir şey demeden sabah kahvaltısı için 6 kişilik masayı ayırması jestini de kesinlikle unutmayacağız.

Ertesi gün olduğunda otelimizde aldığımız kahvaltının ardından Snowdonia Ulusal Parkına doğru yola çıktık ve burada ilk hedef buharlı trenlerden birine binmek olsa da dağa çıkan tren için uzun zaman önce yer ayırtılması gerektiğinden bulduğumuz başka bir trende yer ayırttık ve Llanberies Lake Railway ile nehir kenarında yaklaşık 1 saatlik bir tren turu yaptık. Beklentim biraz yüksek olduğundan beni çok mutlu etmedi, belki de dağa çıkan treni önceden yakalayabilmeliydik. Neyse, buranın ardından yola Portmeirion kasabası ile devam ettik. Mimar Sir Clough Williams-Ellis'in tasarlayıp 1925 yılından 1975 yılına kadar yapımı süren kasaba sadece ziyaretçiler icin yapılmış ve girişi ücretli. İçeriye girince kendinizi Alice Harikalar Diyarında çizgi filminin başrol kahramanı gibi hissedebilirsiniz. Bence buralara kadar gelmişken kesin uğrayın derim.

Kuzey Galler yollarında çok güzel köyler görüyoruz, hepsine uğramak istiyoruz ama tabi ki planlarımız dahilinde yapmamız mümkün degil. Bu arada yol boyunca yeşil yamaçların üzerine düğme gibi dizilmiş koyunları gördükçe gülümseme alıyor bizi. Hemen ansiklopedik bir araştırma ile Galler'deki koyun nüfusunun insan nüfusundan yaklaşık 3 kat fazla olduğunu öğrenip gülmeye devam ediyoruz.

Ve 2.günün akşamında Cardiffte Future Inn Otele girişimizi yapıyoruz. 15 dakikada attığımız yorgunluğumuzu merkezdeki bir Jamaika restoranı olan Turtle Bay de şahane yemekler yiyerek taçlandırıp rahatlıyoruz. Ve ertesi gün gezilecek yerlerin planlarını yaparak otele dönüyoruz. Sabah kahvaltısının ardından önce Milennium Kültür Merkezi sonrası Mermaid Quay- Denizkızı İskelesi'ndeki Pierhead in içini gezip sonra hemen aşağısından kalkan hızlı bot turuna çıkmaya karar veriyoruz ve yarım saat süren tur müthiş keyifli bir tur yapıyoruz. Sonrasında Cardiff Kalesine gidip gruptaki arkadaşların bazıları kale içerisini geziyor bazıları bizim gibi bahçesinde çocuklarla takılıyor ve keyif yapıyoruz. Akşam için Güney Amerika restoranı olan Las Iguanas a yer ayırtıp çok lezzetli yemekler yiyoruz ve yanında tabi ki müthiş Margaritalar eşliğinde.. Ertesi güne kahvaltı sonrası National Museum'u gezerek başlıyoruz ardından Cardiff Meydan da etrafı gezip alışverişlerimizi yapıp öğlen için sandviçlerimizi aldıktan sonra yine Cardiff Kalesinin yanındaki Bute Park'ta pikniğimizi yapıp dönüş için yola koyuluyoruz.

3 gece 4 günlük Galler tatilimizi gördüğümüz koyunlar, bir sürü keyifli mekan ve biriktirdiğimiz anılar eşliğinde noktalıyoruz. Gitmeyi düşünen herkese de tavsiyelerimizi yineliyoruz.